GÖZYAŞI KANAL TIKANIKLIĞI( Nazolakrimal Kanal Tıkanıklığı)
Gözyaşı, gözü enfeksiyonlardan korur, ıslaklığını ve kaliteli görmeyi sağlar. Gözyaşı sürekli olarak oluşur ve burun boşluğuna çok ince kanalcıklar, gözyaşı kesesi ve gözyaşı kanalı üzerinden akar. Gözyaşı burun boşluğuna kanallardaki darlık ve tıkanıklık nedeniyle akamaz ise göz yüzeyinde birikerek kapaklardan taşar ve yanaklara doğru akarak göz sulanmasına neden olur. Gözyaşı kanalı tıkanıklığı ameliyatı, oküloplastik cerrahide çok sıklıkla yapılır. Doğuştan olan bebeklerde ve yetişkinlerde olmak üzere, iki farklı yaş grubunda ortaya çıkar. Önceden sulanma ve çapaklanma olmayıp, yetişkinlerde ortaya çıkan sulanmalar genellikle kanalın alt ucundaki tıkanıklar sonucunda görülmektedir. Bu durum yetişkinlerdeki sık göz sulanması nedenidir. Ayrıca gözyaşı yollarının herhangi yerindeki darlık veya tıkanıklık da sulanma sebebi olabilir. Genellikle tedavi cerrahidir. Detaylı bir hikâye, muayene ve klinik testlerin ardından planlanacak cerrahi girişim, oküloplastik cerrahinin oldukça başarılı olduğu müdahalelerin başında gelmektedir. Sulanmanın nedenine göre açık cerrahi, lazer cerrahisi veya ilaç tedavisi ile göz yaşarması engellenebilir. Kişiye göre tedavi planlanması ve bu konuda deneyimli ellerde çok yüz güldürücü sonuçlar alınır. Göz yaşarması, bebeklerde de sık görülen bir problemdir. Yeni doğan bebeklerin, %30’unda gözyaşı kanalı henüz açık değildir. 1. ayın sonunda, bu oran %10’a düşmektedir. Gözyaşı kanalının açılmadığı bu bebeklerde, 1 aylıktan sonra, atılamayan gözyaşı mikrop biriktirerek, gözlerde çapaklanma ve sulanma oluşmasına neden olur. Gözyaşı kanalı tıkanıklığı bulunan olguların %90’ında, birinci yılın sonuna kadar, herhangi bir müdahaleye gerek kalmadan kanal kendiliğinden açılmaktadır. Bunun bir istisnası, sık tekrarlayan, ağır gözyaşı kesesi iltihabı geçirilmesidir. Bu tür olgularda, müdahale daha erken sürede (bebek 6 aylık olunca) uygulanabilir. Kanalın kendiliğinden açılmasını beklemeden, gözyaşı kesesi bölgesine baskı ve masaj yapmak iyileşme sürecini hızlandıracaktır. Bir yaşının üzerinde sulanma devam eder ise sondalama dediğimiz girişimsel tedavi yapılmalıdır. Tedavi gecikir ise cerrahi tedavi oranı artmaktadır. Sondalama maske anestezisi altında, kanal içine sondalama yapılmasıdır. Bu durum aileye anlatıldığında, anne–babalar genellikle çocuklarına sondalama yapılmasından korkmaktadırlar. Fakat tecrübeli ellerde sondalama göz sağlığı açısından oldukça risksiz ve başarı şansı çok yüksektir. Bu işlem esnasında uygulanan anestezi miktarı da çok düşük dozlarda olduğu için anestezinin riski yok denebilecek kadar azdır. Bunlara ek olarak, bu müdahalenin geciktirilmesi, başarı şansını da azaltmaktadır. Bu nedenler ile kanalın kendiliğinden açılmayacağı düşünülen olgularda, kanal içine sondalama işleminin geciktirilmeden yapılmasında fayda vardır. Bazen sondalama işlemi zorlu olan ve kanalın dar olduğu düşünülen yada tekrarlayan sondalama ihtiyacı duyulan bebeklerde silikon tüpler geçici olarak kanala yerleştirilebilir.